İnsan ve İhtiyaçları
- Kendine ve dünyana iyilik mi?
- Kendine iyilik dünyaya kötülük mü?
- Hayallerine ulaşmakla ilgili atabileceğin en büyük adım nedir ?
Eylem planı yapmamızı gerektiren alanları tespit ederken, memnun olmadığımız veya memnuniyetimizi arttırmak istediğimiz konularda, adım adım eylemlerimizi belirlemek, varmak istediğimiz noktaya giden yolu, hem görünür kılar hem de, kolaylaştırır.
Eylem planınızın ilk eylem adımı ve atabileceğiniz en büyük adımı bilmek, kendi yolunuzun yönetiminin sorumluluğunu aldırır.Yaşamınızda otoritenizi ve sınırlarınızı koyabilmek, sizi her zaman önce kendinize ulaştırır. Koçluk seansları ile kazandığınız farkındalıklarınız, yolunuzu kaybettiğiniz noktada gelen bir işaret bir bilgelik gibi, sisli ve karışık olan durumlardan kurtulmanın yoludur.
Koçluk seansları, yolunuzun yolculuğunda kendinizi sabote ettiğiniz durumlarda veya dışarıdan sabote edildiğiniz durumlarda sinirli agresif öfke ile davranmadan kırıcı davranmadan, size kırıcı davranılsa dahi hırslara teslim olmadan ilerleyebilmenizin yolunu açar.
Toplum olarak dışarıdan sabote edildiğimiz en temel konu, son yaşanılan doğa olaylarıyla da şahit olduğumuz İNSAN OLMAK kavramıdır. Çünkü tüm vizyonel hedeflerimizden önce insan olabilmek bir nevi evimize ulaşmak gibidir. Evim evim güzel evim…
Hayatımızda gönül ferahlığı yaşamayı ne mümkün kılar?
Hayatın içinde insan olabilmek ve insan kalabilmek, farkındalığı güçlü bir bilinçtir. Bu bilinç için insanın ihtiyaçlarını bilmesi önemlidir. Ancak oraya geçmeden önce, şunu bilmeliyiz ki insan kavramında kötü ile ilgili bir tanımlama yoktur. İnsan olma haline dair ne varsa, kişinin içindedir ve kötüye dair ne varsa insan olmak kavramından arınmıştır.
Bu bir nevi kötü düşüncelerden uzaklaşılarak, nötrleşme farkındalığı halidir. Duru arı saf bir bilinçtir. Ancak kötünün ve iyinin tamamen farkında olarak, iyinin alanında seçimler yaparken, kötüyü yargılamadan yaşamaktır. Yoksa kötü ile ilgili tanımlanacak tüm potansiyel, her bir bireyde mevcuttur. İnsanlığı belirleyen seçimlerdir. İnsan olabilmek herkese ve her şeye eşit mesafeden bakabilmeyi içerir. Dil din renk coğrafya kültür gibi ayrımlar yapmadan bakabilmektir. Sıfatsal tanımlamalardan özgürleşen bakış açısıyla esasında kendini bilmektir .
Her İnsan iyidir. Ancak kötülük yapma potansiyeline sahiptir .İyilik kime göre iyilik, kötülük kime göre kötülük … Her kötülük yapanın kendi için iyi bir sebebi vardır. Dünyada yaşanan tüm kötü olaylara sebep olanların, kendileri için iyi bir nedenleri vardı. Kimi zengin olmak için yaktı. Kimi eğlencelerinden sonra orada atıklar bıraktı. Kimi kendi planları için yanlış yere evler yaptı sattı. Kimi daha iyi bir yaşam kalitesiyle yaşamak isterken buna sessiz kaldı.
Peki insan neye ihtiyaç duyar?
Maslow ‘un ihtiyaçlar hiyerarşisine burada beraber bakalım. İNSANIN, Gıda barınak giyim gibi temel biyolojik ve fizyolojik ihtiyaçları, İş mülkiyet aile sağlık güvenliği düzen yasa gibi güvenlik ihtiyaçları vardır. Sevmek sevilmek güven kabul görmek arkadaşlıklar mahremiyet alanları sevgi ve aidiyet ihtiyaçlarıdır.
Statü itibar güç güvenilirlik tanınırlık sorumluluk saygı ihtiyaçlarıyla beraber, bilgi anlayış anlamlandırma keşfetme merak gibi bilişsel ihtiyaçlarıdır. İhtiyaçlar hiyerarşisinin yukarısına doğru bu ihtiyaç alanları daha da özelleşir. Estetik ihtiyaçlarıyla birlikte artık kendini gerçekleştirme ihtiyaçları başlar.
Takdir form güzellik denge doğallık ahlak problem çözme yaratıcılık önyargısız olmak derken en tepede aşkınlık ihtiyaçları başlar. Doğa ile ilgili deneyimler mistik deneyimler dini inançlar bilimin peşinden gitme başkalarına yardım etme cinsel deneyimler arzular gibi kavramlar üzerinden doğan tüm bu ihtiyaçları ile insan bir bütündür. Her insan ihtiyaçlarını karşılama doğrultusunda kişisel çıkarlarına göre yönelimler gösterir.Konu bu ihtiyaçlarını sağlarken, yıkmamak yakmamak ve yok etmemek…
- Seçim senin, sen dünyanda neleri var etmeyi ve yaratmayı seçiyorsun?
- Kendine ve dünyana iyilik mi?
- Kendine iyilik dünyaya kötülük mü?
Dini inanışlar açısından bile bakacak olsak, yaptıklarınızı cennette kabul görmek için yapıyorsanız veya yaptıklarınızı cehennemden kaçmak için yapıyorsanız, orada kendini bilmek ve insan olmakdan ne kadar söz edebiliriz ? Akılla birçok şey açıklanır ve belli bir yere gelinir.
Ancak bu yetmez ve bir üstadın dediği gibi , “Aradığın şeyi kitaplarda bulamazsın, kır kalemin ucunu bundan sonraki yolculuğumuz Aşk yolculuğudur. Aşkı kalem yazmaz ki kitaplarda bulasın. Aşk sana bulaştığında kendinle bütünleşirsin çünkü insanlık ikiliyi ortadan kaldırır ve birliğe ulaştırır. Şekil değil kalptir baki olan…”
İnsanın da kalbinde ne varsa dışarıya ve söylemlerine o yansır ve o kalbin arzusu sizi insanlığa taşır. Bir insanın hayata bakışı nasıldır? İnsan, kötülüğün ve iyiliğin olduğu gibi daima kavramların değerlerin zıtlıkları ile var olacağını bilir. Onun kim olduğunu seçtiği tarafın belirleyeceğini de bilir.
Herkesin içinde kötülüğün potansiyeli buradan bakışla vardır. En güçlü YANILSAMA ise kendi için iyi olanı yaparken yaptığı kötülüktür. Ben ve sen kavramı ötesinde BİZ kavramını özümsememiş biri, iyilik yaptığını zannederken de kötülük yapabilir. Esasında herkes kendi ihtiyaçlarına ve çıkarlarına hizmet eder.
Bu yönelimler yaşamda farkında olunsun olunmasın bir alanı daha açar. EYLEMLERİN SONUÇ SORUMLULUĞU… İnsana dertler daima yol gösterir der bazı üstatlar ve esasında dert insanın insani alanın nazını ölçüyor diyerek yaklaşırlar. Mevlana burada kamışın yolculuğunu insana benzetir. Ney gibi sese gelir der. Aslında eklenerek değil içten ve hikayelerinde dıştan fazlalıklar çıkartıldıkça kamış ses verir diye anlatır ve ne kadar az şey bildiğinin farkında olursa insan öğrenme başlar diye devam ettirir. Kendine ve dünyaya iyilik yolu da bu şekilde açılır .
- Dünyanın yaşanmaya değer olmadığını düşündüğünüz oldu mu?
- Dünyanın yaşanmaya değer olmadığını düşündürtüldüğünüz oldu mu?
- Dünyanıza taşıdığınız duygusal yükleriniz neler ?
- Felaketlerin kıyısında yaşamamak için çırpınırken, duygusal yükleriniz size nasıl müdahale eder?
- Dünyanın yaşanmaya değer olduğunu size neler fark ettir?
Bilim saf enerjiden oluşan varlıklar olduğumuzu kanıtlar. Peki bu duygusal yüklerin ağırlığı bize ne yapar? Tutsak duygular daima ağırlaştırır. Bedeninizde tuttuğunuz duyguların enerjileri sizinledir. Fiziksel Semptomların semptomatik kökenlerinin bu duygular olduğunu Bilimsel ve Tıbbi çalışmalar kanıtlamıştır.
- Siz hangi ağırlıkları insanlığınız için tutsak ediyorsunuz?
- İnsan olmanın huzuruna erişmek nasıl mümkün olur?
- İnsanın insanlığını neler bozar?
- Hangi seçimler insanlığa ulaştırır?
- Hızlı değişikliği yaratacak seçimler nelerdir?
- Haftanın 7 günü ,günün 24 saati sizde var olan duygular neler olsun isterdiniz?
Lütfen bunları hakkında düşünün. Hepimizin duygusal yükleri var.
- Kendine ve dünyaya iyi olma noktasına bizleri neler ulaştırır?
- Bunun kalbinizle sevginin kaynağı ile ilgisi nedir?
- Sahi ; varlığımızın özü neydi?
Bilimsel çalışmalar tek başına kalpte, 40 Bin hücre olduğunu kanıtlamış. Kalbin beyinden bağımsız çalışan kendi oto kontrolü olan hücresel bir yapıya sahip olduğu ifade edilmiş ve buna bilim vücudumuzda küçük beyin diyor. Modern dünya beyin ile yönetilirken, geleneksel yapılar kalp ile yönetiliyordu.
- Şimdi mevcut olduğumuz yerden bu bilgi ile bakarak; bu küçük beyin hücrelerimizde yani kalbimizin merkezinde ne var?
- Merkezimize ve odağımıza aldığınız nedir?
- Karşımızdaki kişiyi kötü olarak algılatan nedir?
- İhtiyaçlarımız ve hedeflerimiz için eylem kararı neye göre veriyoruz?
- İhyaçlarımıza ve hedeflerimize ulaşma yolunu nasıl seçiyoruz?
Karanlık bir odayı aydınlatmanın yolu ışığı açmaktır. Birliği ve uyumu özümsemek, problemlere odaklanmak yerine çözüme odaklanmaktır. Her alanda olduğu gibi çözüm farkındalık ve doğru iletişim ile başlar. Gönül alan az ve öz konuşmalar, yüreği ferahlatan açıklıklar doğru iletişimin temel NİYETİDİR.
Yanılsamaların ötesine geçirecek süreci başlatır. Kimse karşımıza herhangi biri olarak çıkartılmaz. Bizler ihtiyaçlar hiyerarşisinde de görüldüğü gibi deneyimlerle öğreniriz .Ancak bunu belli bir süre geçtikten sonra anlarız. Yargılamadan yargılanmadan kontrollü iletişimler bize süreçte ve sonuçta bilgelikler kazandırır. Yaşadığımız yaşamımızın özü insanlığımızın tohumlarıdır. Dilediğimiz hayatı yaratıp o yolu takip edebilecek temel gücümüz her zaman insanlığımızdır.
Her insanın içinde yaşamaktan mutluluk duyacağı bir hayatın planı mutlaka vardır. Bu hepimiz için farklı olan planı kendimize ve dünyaya iyilik ile yaratmayı neler kolaylaştırır? Hapsolduğumuz alandan kendimizi nasıl çıkarırız? Farklı yaklaşımları denemeye istekli ve gönüllü olmak yaşamımızda inanın çok şeyi değiştirir.
İnsan, yaşamındaki olumlu veya olumsuz girdilere karşı , iyi veya kötü olarak tanımlanan alanlara tepkisel yönelimler gösterir.
İyi insan olma eğilimine veya kötü insan olma eğilimine bizi yöneltenler nelerdir ?
Neye odaklanmak istediğimize karar verdiğimizde, seçtiğimiz girdi konusu her ne ise onunla kurduğumuz bağlantıyı incelediğimizde çözümleme başlar.
- Yaşamda sizi geriye iten veya ileriye iten duygular nedir?
- Bunlar size mi ait yoksa birilerinden miras mı aldınız?
- Lütfen düşünün. Kolayca ve hızlıca çözümler nasıl geliştirilebilir?
- İnsani ihtiyaçlar dünyaya kötülük yapmadan nasıl karşılanabilir?
Davranışsal yönelimleriniz sizi iyi insan mı yoksa kötü insan mı yapıyordan çok daha öte, insan yapıyor mu bilinçli farkındalığına, sizi bu yazımla davet ettim. Lütfen düşüncelerinizi yorumlarda benimle paylaşın .
Dramlara düşmeden ve size ait olan gücünüzü sabotajcılara vermeden kendi insanlığınıza iyi bakın . Birliktelik bilinci ve işbirliği ile insanlığın duygularını yükseltelim. Zamanın başlangıcından beri insanlığın güçlü dayanıklılığına ve esnekliğine sahibiz. İnsanın mucizesi , yeniden başlamak ve başlatabilmektir. Birlikte küllerimizden yeniden doğmak dileğimle insanlığımızın içindeki yüreği kucaklayalım ve birlikte kendimize ve dünyaya iyilik sağlayacak atabileceğimiz en büyük adımı atalım.
Youtube kanalımızı ziyaret etmek için tıklayın.
Sosyal medya sayfamız için tıklayın.
Bir önceki blog yazımız, “Fark Edemediklerimiz ve Farkındalık”