Kendini Bilmek
NOSCE TE IPSUM
Dilimizde “kendini bil” anlamına gelen bu Latince sözcük, Antik Yunan’da dünyanın merkezi olduğu düşünülen Delphi’deki Apollon Tapınağı’nın ön cephesinde, girişteki sütunların üzerindeki üçgen formdaki alınlıkta kazılıdır.
Günümüze kadar popüler gücü artarak gelen bu ifade, farklı bilgelere atfedilir. Bunlar; 7 Bilge’den ilki olan Damagetes’in oğlu Spartalı Chilon, MÖ 624-546 yılları arasında yaşamış Anadolu’lu ilk filozof, Miletli Thales, Yunan felsefesinin kurucusu Sokrates, MÖ 570-495 arasında İyonya’da yaşamış ve “sayıların babası” olarak da tanınan Pisagor, MÖ 670-560 yıllarında yaşadığı tahmin edilen ve en eski anayasayı yazan Atinalı Solon’dur.
Bu isimlerin dışında, çeşitli kaynaklar bu kült ifadeyi Yunan şairi ve aynı zamanda Apollon’un kızı Femonoe ile de ilişkilendirir. Bir çok ilimin alanında ana öğreti olan, Kendini Bilmek kavramı defalarca bilgeler tarafından tanımlanmıştır. Çünkü kendini geliştirmenin yolu, kişinin kendini tanıması ile başlar ve kendi bilmek ile zirveye ulaşır. Yolun yolculuğunun kapısını açan anahtardır.
Kişinin kendini bilmesi ve bunun için de kendini tanıması değerli bir süreçtir. En önemlisi o sürece duyulan isteğin gücüdür. Kişi kendini tanımak istiyorsa, bu yolculuğa çıkar ama bu konuda yeterli isteğe sahip değilse her türlü dış etken boşuna olacaktır. Sen şu an ne hissediyorsan içindeki istek ne ölçüde ise “ zamana zaman verme “yi hatırla ve okumaya devam et.
Koçun koçluğun olduğu her yerde aksiyon vardır. Kendi değerlerini doğrularını fark etmek, yeni bir sen ve yeni bir sen için yeni versiyonunu belirlemek, kararlarına bağlılık ve planladığın yola saygı duyarak akılda tüm mantığınla hallettiklerini ruhuna indirerek, yansımaların ve kendini kandırmaların ötesine geçmek, hayatın hali hazırda vermiş olduklarının içinden almak ve ihtiyacın olan araçları oluşturarak sende zaten var olana ulaşmak, yaşamak ve yaşatmak. İlgili aksiyon sürecindeki soyut aktif eylem ise kendini bilmek için önce kendini tanımakdır.
Yeni bir “ben” için kapılar açılacaktır. O yeni “sen” kendini bilmekten beslenecektir.
“Ben” ve “sen” dışında gözlememiz, bilmemiz, anlamamız ve kavramamız gereken pek çok başka kavram var. Doğal olarak bunlara ilişkin sorular da var.
Koçluk, alınabilir veya yapılabilir ama daha iyi olanı “yaşanabilir” koçluktur. Bu belki de hayatta herkesin benimsemesi ve anlaması gereken bir konu. Kocaman bir evrende, o evrendeki dünyada yaşıyoruz. Kendi içimizdeki evren ve dışımızdaki evren ile ne kadar bir ve bütün yaşıyorsak o oranda mutlu ve huzurluyuz.
O dünyada yaşayan bizlerin, her birimizin de kendine ait bir dünyası olduğunu hatırda tutmalıyız. O dünyaları biz yaratıyoruz ve içinde neler olacağına da biz karar veriyoruz. Ailelerimizi koyuyoruz, işimizi koyuyoruz, ilgi alanlarımızı koyuyoruz, kedimizi veya köpeğimizi koyuyoruz. Burada var olan ya da var ettiğimiz kendi dünyamız. Hepsi bizimle ilgili. Bizim dışımızdaki şeyler ise bu anlamda bizimle ilgili değil. Her şey değişir ve dönüşür. Bazen zamanla bazen bir insanla bazen de bir KOÇ ile ama her koşulda ve durumda değişim ve dönüşüm içeriden dışarıya başlamıştır.
Çok sevdiğim bir söz: “ Damla bile kendini tamamlayınca damlar.”
Değişimin seni çağırdığını bilirsen onu kucaklaman kolaylaşır ve kabul ettiğin değişim sana her zaman hediyesi ile gelir.
Uzak doğu ilimlerinde bilge kabul edilen, MÖ 5. Yüz yılda Sun Tzu ; “ baktığın şeylere bakış açını değiştirdiğinde baktığın şeyler de değişir.” Demiştir. Holistic Life & Business Coaching eğitim programı ile ulaşacağın noktada çoklu boyutsal bakış açılarına sahip bir koç olarak bütünsel ele alacağın iş ve özel yaşam alanlarında farkındalık ustası olacaksın. Tüm yaşam alanlarınız hiç ummadığınız yerden çiçeklenmeye başlayacak.
Burada küçük bir egzersiz önereceğim: Kendi dünyanızda neler olduğunun listesini yapın. Bu size özel olan listenin başına “Benim dünyam” yazın. Sonra o listede sevdiklerinizi ve sevmediklerinizi ayırın.
Bu noktada bir diğer ilmin bilgesi olan Mevlana Celaleddin Rumi ‘nin bir şiirini seninle paylaşıyorum.
Geçer Dediklerimi Geçirdim
Duyduğum, dokunduğum, gördüğüm, tattığım, kokladığım için var bu dünya…
Farkında olduğum için.. Kendim yazdım, kendim oynadım en başından beri..
O yüzden ki bir dünya yarattım, roller verdim sahnedekilere..
Sevdim; sevgilim, paylaştım; dostum dedim..
En derinimde hissettim; annem, kızdım da kıyamadım; babam dedim..
Geçer dediklerimi geçirdim..
Biter dediklerimi bitirdim..
Nefret ettiklerimi sildim, geçtim..
Gün oldu; silkindim, yeter dedim..
Geride bıraktıklarım hesap sormaya kalkmasın o yüzden bana..
Farkında olduğum için var oldunuz, vazgeçtiğim için bugün yoksunuz..
Bu nasıl bir cüret ki; bir başka hayata müdahil olma, umarsızca sorgulama, pervasızca yargılama hakkını bulur insan kendinde..
Haddinizi aşmayın ey faniler..
Ben yok olmayı kabullenirken, kar taneleri mütemadiyen ayak izlerimi kapatmaktayken, güneş bile her gün batarken, sizdeki ne arsızlıktır; silinmeyi dahi kabul edemiyorsunuz bir başka faninin zihninden..
Mezarlıklar, kendini vazgeçilmez sananlarla doluyken, yerin üstündeki bu şatafat da neyin nesi oluyor acep?
Uğraştırmayın da dağılın hadi..
Dağılın ve gidin, ama bilin..
Kör cehalet çirkefleştirir insanları!
Suskunluğum asaletimdendir…
Her lafa verecek bir cevabım var…
Lakin bir lafa bakarım lafmı diye, bir de söyleyene bakarım adam mı diye…
Mevlana
Her kim olursak olalım, her birimizin kendi bilmek için kendini tanımayla ilgili bir yolculuğu ve o yolculuğunun bir hikayesi vardır.
Sen bu yolculukta şimdiye kadar geldiğin noktada hangi evreleri yaşadın?
Seni bekleyen neler?
Şu an bu yolculuğun hangi aşamasındasın?
Bu süre içinde içselleştirmen gerekenler neler?
En derinde kalmış konularla yüzleşmek, cesaret isteyen bir noktadır. Şimdiye kadar blog yazılarımı okuyorsan ve hala süre gelen koşullarda bir tamamlanma ve iyileşme olmadıysa hayatında, durduğun yere kendine ve merkeze yeniden bakın. Belki yolculuğunun amaçlarından biri kendindeki aşılmamış konuları çözmek olabilir.
Sosyal ve toplumsal etkiyi koçluk ile yaratmadan önce, kişisel alanında köklü bir dönüşüme ihtiyaç duyuyor olabilirsin. Kendini gerçekleştirme yolculuğunda ihtiyacın olan konuları yeniden belirlemelisin.
Dışarıya yansıyan enerjin, hiç değişmemiş, eski hayatını bırakmamış hala oralarda dolanan kararsız ama, içsel olarak yönünü bulmaya çalışan bir noktada kendine zaman tanı. İçsel olarak yürüdüğün, ancak nereye yürüdüğünü bilmediğin, bir hal bu ve kendine izin ver. Kaybolmuş hissinden çıkmak, dönme dolaptan çıkmak için kendine izin ver. Süreçte kal, teslimiyetle güvenle yoluna devam et.
Ne yöne ilerlemek gerekiyor?
Kendini bilmede yol almak için önce neyi çözmek gerekiyor?
Akışta yolu ne kapatıyor?
Çözmek için neye ihtiyacın var?
Kendini tanıma sürecinde neler değişti?
Neler değişecek?
Neler kaldı ve yolda başka neler bekliyor?
An’da çözüm ve yol almak için neyin ele alınması gerekir?
Dünyayı fethetmeden önce, kendini fethetmek ve kendi kendine bilgelikle ilerlemek ve zamana zaman vermek…
Yanlış yolda gidersemi, kendi tufanımı yaratırım diyerek neyi koşullandırıyorsun? Yeni ilişkiler iş planı ve projeler için finali veya yolu görmek istiyorsun. Önünü göremiyorsun. İlişkilerinde yolunda gitmeyen ya da yoluna girmeyen durumlar var ve çıkış noktası arıyorsun.
Etrafındaki fırsat kapılarını arıyorsun. O doğru kişi mi sorusunu soruyorsun. Hızlı değişimlere ihtiyaç duyuyorsun. Girdiğin mücadelelerin sonunda kazanmak istiyorsun. Yaşanan bir hüsranın bir duygu kırıklığının sonrasında gelecek telafiyi umuyorsun. Sahip olduklarınla yetinemiyor, çok daha fazlasını istiyorsun. Duygusal manipülasyonlar yaşadığın ilişkiler ve o ilişkilerde kalbini yoran iletişimler var. Şu an ne yaşıyorsun yolculuğunda bilmiyorum ama her şey değişir ve dönüşür unutma.
Koçluk, bazen çölde susuz kalmış birine su kuyusu açmak gibidir. Bazen de susuz kalmadan önce sana suyu kuyusunu açtırır.
Koçluk kendini tanıman için tereddüt ettiğin konuları geçiştirmeden kökenine iner, buldurtur, dönüştürür, şimdiye getirir ve buradan yolun yolculuğuna devam edersin. Kendine koçluk bu yüzden bu kadar kıymetli bir serüvendir.
İçini kemiren ne varsa zaman bırak eğer sürekli şüphe içinde olursan doğru insanlarla doğru hamleleri yapamaz ve birliğe bütünlüğe ulaşmak zorlaşır. Bilmelisin ki herkes aynı kişi değildir. Başkalarıyla sevgi alış verişin ve ilişkilerin iyi olsun istiyorsan , önce kendinle ilişkini düzenlemelisin. Sen kendine sahip çıkmaz ve korumazsan başkaları bunu senin yerine yapamaz. Kendini bilme halinin yolcuğunu sen yürüyeceksin ancak aynı yolda kendi yolunu yürüyenler ile yol arkadaşı olabileceksin. Önce kendinle barışık ol, haklarını koru ve “ben” demeyi öğrenmelisin.
Kendini bilme yolunun yolcuğu kendini tanımaktan geçer dedik bu yazıda ancak bu süreci derinleştirirsek bedenini tanımak, zihnini tanımak, duygularını tanımak, düşüncelerini ruhunu tanımak için ihtiyaç duyduğun alanı sana açan KOÇLUK en güçlü yol arkadaşın olacaktır.
Bir önceki blog yazımız, “Yeni Nesil Hibrit Sistem Koçluk Eğitimi”